
Vücudun enerji dengesini koruyan ve depolamayı sağlayan iki önemli hormon var. Bunlar leptin ve insulin hormonları. Bu hormonlar düzgün çalıştığı zaman kilonuz normal kalıyor ve sağlıklı oluyorsunuz. Ama bu hormonların dengesi bozulduğu zaman kilo almaya başlıyorsunuz. Bu dengeyi bozansa abur cubur gıdalar. İçerdikleri yüksek karbonhidrat ve şeker sayesinde vücudun tüm dengesini alt üst ediyorlar. Peki bu mekanizma nasıl çalışıyor?
Leptin – Enerji dengesi hormonu
Leptin vücut için inanılmaz önemli bir hormon. Yağ hücrelerimiz tarafından salgılanıyor. Yani yağ hücreleri büyüdükçe daha çok leptin salgılıyorlar. Leptin, beyne sinyal gönderip vücutta ne kadar yağ olduğunu bildiriyor. Vücudumuzdaki yağ miktarı arttıkça bunu fark eden beyin, iştahı azaltıyor. Bu diyagram leptinin nasıl çalıştığını gösteriyor. Leptin arttıkça iştah azalıyor. Beynimiz yağ oranını uzun vadede bu şekilde dar bir menzilde tutuyor. Ama bugün sorun şu ki leptin tam anlamıyla çalışmıyor. Şişman insanların vücudunda yüksek oranda leptin var ama bu leptin beyne ulaşmıyor veya ulaşsa da etki etmiyor ve yağ hücrelerinde yeterli yağ depolandığı sinyalini beyin alamıyor. Böylece kişinin iştahı azalmıyor
Insulin – Yağ depoluyor ve leptini engelliyor
Insulin hormonunu duymuşsunuzdur. Karbonhidrat içeren bir yemek yediğiniz zaman pankreas tarafından salgılanır. Protein de insulinin salgılanmasına neden olur ama az miktarda. Insulinin fonksiyonlarından biri de glikozun yağa çevrilmesi yani vücutta yağ depolanması. O yüzden diyabet hastaları dışarıdan insulin almaya başladıkları zaman kilo almaya başlıyor. Insulin yağ depolanmasını teşvik ediyor. Yağ depolanmasını teşvik etmesinin yanı sıra, insulin beyne giden leptin sinyaline de engel oluyor.
Bu durum nasıl tersine çevrilir?
Eğer zaten kilolu veya şişmansanız o zaman büyük ihtimal bu iki hormonunuzda bir sorun var demektir. Ama neyse ki bu sorunu çözmek inanılmaz derecede kolay. Tek yapmanız gereken şekeri kesmek ve karbonhidratları azaltmak. Vücudunuzdaki insulin seviyesini azaltmanın en iyi yolu bu. Daha az karbonhidrat tüketmek aynı zamanda leptin direncinin nedenlerinden biri olan trigliseritleri de azaltıyor. Eğer karbonhidratları azaltmak insuli azaltıyor ve leptin direncine iyi geliyorsa, o zaman şişmanlığı da tersine çevirmesi gerekir ki öyle.
Peki ya düşük yağlı diyet?
Düşük yağlı diyetler zayıf insanlar için uygun olabilir, ama şişmanlığın temel nedeni olan insulin ve leptin direnci için bir işe yaramıyorlar. Yapılmış en büyük randomize kontrollü çalışmada 48835 kadın incelendi ve ortaya ilginç sonuçlar çıktı: Düşük yağlı beslenen kadınlar, standart Amerikan beslenmesini takip eden kadınlara göre sadece 0,4 kilo daha zayıftı.. Ama tabi ki bu araştırma bile pek çok insanın fikrini değiştirmedi…
Bir cevap yazın